Bilim ve üniversite, bu iki kavramın birbirine zıt düşeceğini hiç düşünmezdim, benimle aynı kanıda olanlar da çoğunluktadır eminim.
Bilim ve üniversite, bu iki kavramın birbirine zıt düşeceğini hiç düşünmezdim, benimle aynı kanıda olanlar da çoğunluktadır eminim. Bir çoğumuz kırsal kesimlerden üniversitelere gelip okuyoruz. Evet maalesef ilk okullarda, liselerde yeteri kadar bilimsellik yok; fakat bunu üniversitelerde de bulamamak biz gençleri gerçekten daha bir umutsuzluğa sürüklüyor. Artık herkes günümüzdeki üniversitelerin durumunu biliyor. Bilimden, sanattan, özgünlükten ve hatta eğitimden yoksun, sadece etrafı güzel binalarla çevrili, göz alıcı mekanların olduğu ve bu mekanlara para basan öğrencilerin olduğu yerlerde okuyoruz. Öğrenci ile öğretim üyelerinin yıldızının barışmadığı bir ortam artık üniversitelerimiz. Bir çok üniversitenin bölümlerinde en gerekli olan, bilime katkı sağlayacak olan laboratuarlar yok.
Bilimin, felsefenin, sanatın, eğitimin, geleceğin tartışılması gereken konuların yerlerini maalesef stant tartışmaları, sağ-sol kavgaları alıyor. İlim ve fen yuvası olması gereken üniversiteler, şimdilerde ticaret merkezleri artık. Öğrencilerimizi yetiştirip bu ülkeye hizmet etsin düşüncesinin yerinde yeller esiyor. Oysaki üniversite diye adlandırdığımız eğitim yerleri bilimi de, sanatı da desteklemelidir. Bu ülkenin bilimle uğraşan insanlara ihtiyacı var. Çoğu üniversitelerimizde bilime karşıt düşünceler besleyen gençler ve onların arkaları var. Bilimden her geçen gün uzaklaşan bir gençlik her gün bir adım daha atıp içimize işliyor.
Bilim, sadece ders kitaplarında yazan cümlelerde değil, sırası gelince kendi cümlelerinden oluşan birkaç sayfada da olmalı. Ama maalesef üniversiteler ve sahipleri hepimizi ve bütün öğrencileri birkaç kitaptaki düşüncenin ardına düşürüp bizleri köreltiyor. Çoğu üniversitenin laboratuarları yok olanlar da yeteri kadar tatmin edemiyor. Bırakın laboratuvarları kütüphaneleri yok. Böyle bir ortamda bilimden nasıl söz edebiliriz bilemiyorum.Bilimi bir nebze de olsa destekleyip okuluna birkaç laboratuvar, kütüphane açan üniversiteler maalesef özel üniversitelerdir. Onların da halini zaten kestirebiliyoruz. Parasını basıp okul okumaya gelen ve bilimden habersiz o kadar insan o kadar öğrenci var ki içler acısı. Bilime meraklı insanlardan, gençlerden oluşan gruplar ise maalesef yeteri kadar toleransa sahip değil.Büyük üniversiteler rant, küçük üniversiteler ödenek peşinde. Bir iki deri parçasına mikroskopla bakıp bilimselliğe katkıda bulunduğunu zanneden insanların sahip olduğu bölümlere ve üniversitelere artık acıyacak duruma geldi bu ülke.
Üniversitelerin bill boardları bilimi, sanatı destekleyip tanıtacağı yerde ürün reklamlarını tanıtıyor. Üniversiteler artık para basan ticarethane kurumlarına dönüşmekte. Belki de bizler iyi günlerimizdeyizdir, çünkü her geçen gün bilimden uzak bir mekanda holding duvarlarını andıran, içi boş binalarda eğitim gören bizler, kim bilir ileride nelere şahit olacağız. Bu ülkenin kavgaya, kaos’ a ihtiyacı yok, bu ülkenin bilime, sanata, eğitime ihtiyacı var. Bunu üniversitelerde gerçekleştiremedikten sonra daha başka neyden beklentimiz olabilir ki?
İlerisi için bilim şart, bilim ise üniversitelerin ve öğrencilerin sayesinde
gerçekleşebilir. Geleceği bilim ile aydınlatmak, temiz bir gelecek hazırlamaktır. Bilimin ışığı yol göstericidir. Ve üniversiteler yollara engel koyan yolları kapayan değil, aydınlatan kurumlar olmalıdır.. FIRAT EŞKİ
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRK HALKBİLİMİ ANA BİLİM DALI
0 Yorum:
Yorum Gönder